Hamas Lideri İsmail Haniye’nin Suikastı ve Ortadoğu’daki Etkileri

hamas-lideri-ismail-haniyenin-suikasti-ve-ortadogudaki-etkileri-xWpNVjlG.jpg

Hamas’ın Liderine Yönelik Suikast ve Ortadoğu’daki Etkileri

Cumhuriyet gazetesi için değerlendirmelerde bulunan Ankara Küresel Danışmanlık Grubu Kurucusu Prof. Dr. Hüseyin Bağcı, Hamas liderlerinden İsmail Haniye’nin öldürülmesinin, grup için büyük bir darbe niteliği taşıdığını vurguladı. Suikastın İran topraklarında gerçekleşmiş olmasının önemine dikkat çeken Bağcı, “Bu durum, sınır ötesi bir operasyon olarak değerlendirilebilir. Başka bir deyişle, İran, Haniye’yi koruyamadı. Görünen o ki, İsrail bu operasyonu, İran içerisindeki kendi ajanları ve istihbarat birimi ile askeri bir işbirliği yaparak gerçekleştirdi. İran’ın, İsrail ile doğrudan bir çatışmaya girmesi ise oldukça zor” ifadelerini kullandı.

Bağcı, İsrail’e hem NATO içerisinden hem de Avrupa Birliği’nden destek sağlanacağının sinyallerinin alındığını belirtti. “Büyük ihtimalle Netanyahu, ABD ziyaretinden sonra hem mevcut başkandan hem de başkan adaylarından açık bir destek aldı. Bunun üzerine, Lübnan’daki Hizbullah’a ve Tahran’daki Hamas’a saldırılar düzenledi” dedi.

‘Hizbullah’ın Rolü ve Olası Tepkileri’

Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi akademisyenlerinden Doç. Dr. Yasin Atlıoğlu, İran’dan gelecek net bir açıklamanın beklendiğini ifade ederek, “Doğrudan İran’ın İsrail’e karşı bir saldırı düzenleyeceğini düşünmüyorum. Ancak Lübnan üzerinden bazı gerginliklerin ortaya çıkması muhtemel. Zira İsrail, Hizbullah komutanlarından birine de saldırıda bulundu. Hizbullah’ın vereceği tepki, bu tartışmanın ne ölçüde büyüyeceğini de belirleyecek” şeklinde konuştu.

Atlıoğlu, “Herkesin aklında Netanyahu’nun Amerika ziyaretinde, hem Demokratlar hem de Cumhuriyetçiler tarafından büyük bir coşkuyla karşılandığı anlar var. Kesin bir yargıya varmak zor, ancak bu suikast, Amerika’nın bir hediyesi olarak değerlendirilebilir” dedi.

‘Ortadoğu’daki Jeopolitik Dönüşümler’

Mersin Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Kaan Kutlu Ataç, Ortadoğu’da Kudüs, Beyrut, Tahran ve Şam’ın sürekli bir saldırı altında olduğuna dikkat çekerek, “7 Ekim sürecinin ardından Ortadoğu’da ortaya çıkan bu karadelikler birleşti. Saydığımız başkentlerin neredeyse hepsi, düşkün devlet olarak adlandırılan yapıların içine hapsolmuş durumda. Türkiye’nin bu karadeliğin içerisinde nereye gideceği üzerinde düşünmek gerekiyor” dedi.

Exit mobile version