Geçtiğimiz hafta Slovakya Başbakanı Robert Fico’nun vurulmasıyla siyasi suikastler devrinin tekrar başladığı düşüncesi yayıldı. Birçokları durumu, vurulması sonrası Birinci Dünya Savaşı’nın fitilini ateşleyen Avusturya Arşidükü Franz Ferdinand’a benzetirken yeni bir dünya savaşının başlayacağı iddialarında bulundu. Dün, İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin ve Dışişleri Bakanı Hüseyin Emirabdullahiyan’ın helikopter kazasında ölmesi üzerine bu iddialar tekrar gündeme geldi.
Kim Sorumlu? İsrail ve İran
Küresel çapta birçok medya kuruluşu kazanın sorumlusunu aramaya başlasa da herhangi bir aktörü suçlayabilmek için henüz yeterli delil yok. İranlı yetkililer de henüz konuyla ilgili bir açıklama yapmadı. Sadece İsrail tarafının “Reisi’nin ölümüyle bağlantımız yok” açıklamasını duyduk. Ancak bölgesel gerginliğin boyutları ve geçtiğimiz ay iki ülke arasındaki çatışma hali göz önünde bulundurulduğunda dünya kamuoyu gözünde olağan şüpheli olarak akla ilk İsrail geliyor.
İran’da Siyasi Dinamikler ve Mücadele
Bu kazanın bir sabotaj olması durumunda bir başka şüpheli de İran’ın dini lideri Hamaney. İbrahim Reisi ile arasında ülke yönetimine dair önemli fikir ayrılıkları bulunuyordu. İbrahim Reisi, ülkenin yaşadığı ağır ekonomik sorunları ortaya çıkaran yaptırımlardan kurtulmak için ABD’yle nükleer anlaşmaya karşı duruyordu. İsrail’in ve ABD’li Cumhuriyetçilerin de “İran’ın nükleer harici askeri kabiliyetlerini ve ekonomisini güçlendireceği” gerekçesiyle anlaşmaya karşı olduğunu hatırlamakta fayda var.
Son olarak “Franz Ferdinand” tartışmasına da değinmek gerek. Birinci ve İkinci Dünya Savaşları öncesi ciddi bir askeri yatırım ve silahlanma dönemi geçirildi. Biz, dünya olarak böylesi bir dönemin çok başındayız. Batı bloğu silahlanma sürecine henüz yeni başladı. Böyle bir ihtimal varsa bile belki birkaç yıl ötede duruyor. Reisi’nin ölümü, tüm komplo teorilerinin aksine basit bir tesadüf bile olabilir. İran dahil tüm ülkelerin önümüzdeki günlerde vereceği tepkiler bize bir takım ipuçları sağlayacaktır.