Bilim İnsanları Uyardı: Acil Çözüm Gerektiren Bir Sorun!

bilim-insanlari-uyardi-acil-cozum-gerektiren-bir-sorun-yjE72rAV.jpg

Mantar Enfeksiyonları: Sessiz Pandemi Tehdidi

Bazı araştırmacılara göre, mantar enfeksiyonları, mevcut ilaçlarımızın ötesine geçerek uyum sağlıyor ve “sessiz bir pandemiye” yol açıyor. Bu durum, acilen ele alınması gereken ciddi bir sorun olarak öne çıkıyor. Birleşik Krallık’taki Manchester Üniversitesi’nden moleküler biyolog Norman van Rhijn, “Mantar patojenleri ve mantar ilacı direncinin tehditi, küresel bir sorun olmasına rağmen tartışmalarda sıklıkla göz ardı ediliyor,” diye vurguluyor.

Bu Eylül ayında, Birleşmiş Milletler, antibiyotik direncine ilişkin önemli bir toplantıya New York City’de ev sahipliği yapacak. Bu toplantıda, dirençli bakteri, mantar, virüs veya parazitler üzerine geniş kapsamlı tartışmalar yer alacak. Bu etkinlik öncesinde, van Rhijn ve uluslararası bir bilim insanı ekibi, hükümetlere, araştırma camiasına ve ilaç endüstrisine “sadece bakterilere odaklanmamaları” çağrısında bulunuyor.

Van Rhijn ve meslektaşları, The Lancet dergisinde yayımladıkları mektupta, mantar enfeksiyonlarının, antimikrobiyal direnci ele almak için yapılan birçok girişimin dışında bırakıldığını belirtiyorlar. Acil dikkat ve eylem olmadan, her yıl zaten 6,5 milyon kişiyi enfekte eden ve 3,8 milyon kişinin ölümüne yol açan bazı özellikle tehlikeli mantar enfeksiyonları daha da tehlikeli hale gelebilir.

Bilim insanları, “Son birkaç on yılda yaşanan birçok ilaç direnci sorunu, topluluklar ve hükümetler tarafından büyük ölçüde göz ardı edilen invaziv mantar hastalıklarından kaynaklanmıştır,” diyerek, özellikle tehlikeli olan mantar patojenlerine dikkat çekiyorlar.

2022 yılında, Dünya Sağlık Örgütü, “mantar patojenlerini sistematik olarak önceliklendirmeye yönelik ilk küresel çaba” olan Mantar Öncelikli Patojen Listesi‘ni yayımladı. Bu listede, insan sağlığı için en tehlikeli kabul edilen patojenler arasında Aspergillus fumigatus (küften gelen ve solunum sistemini enfekte eden), Candida (maya enfeksiyonuna neden olabilen), Nakaseomyces glabratus (ürogenital traktı veya kan dolaşımını enfekte edebilen) ve Trichophyton indotineae (cildi, saçı ve tırnakları enfekte edebilen) yer alıyor.

Daha yaşlı insanlar veya bağışıklık sistemi zayıf olanlar en yüksek risk altındadır. Bakterilere veya virüslere kıyasla, mantarlar daha karmaşık organizmalardır ve yapıları hayvanlara daha çok benzer. Bu durum, bilim insanlarının mantar hücrelerini diğer önemli hücrelere zarar vermeden öldürebilecek ilaçlar geliştirmesini zorlaştırıyor ve maliyetleri artırıyor.

Yazarlar, “Derin veya invaziv mantar enfeksiyonlarını tedavi etmek için yalnızca dört sistemik antifungal sınıfı mevcuttur ve bu mevcut sınıflar için direnç artık kural haline gelmiştir,” ifadelerini kullanıyorlar. Son birkaç on yılda, birkaç umut verici yeni antifungal ilaç ortaya çıkmış olsa da, patojen ve ilaç arasındaki silahlanma yarışı, kısmen tarım kimyası endüstrisi tarafından hızlandırılıyor.

Araştırmacılar, “Bu ilaçlar, yıllar süren geliştirme ve klinik denemelerden sonra piyasaya çıkmadan önce, benzer etki mekanizmalarına sahip fungisitler tarım kimyası endüstrisi tarafından geliştirilmektedir ve bu durum kritik öncelikli patojenler için çapraz dirençle sonuçlanmaktadır,” diye açıklıyorlar. “Mantar ilacı koruması, gıda güvenliği için gereklidir. Soru şu: Gıda güvenliğini, mevcut ve gelecekteki dirençli mantar patojenlerini tedavi etme yeteneğiyle nasıl dengeleriz?”

Antibiyotikler için uzun uzun tartışılan bu ikilem, mantar ilaçları için pek fazla ele alınmamıştır. Van Rhijn ve ekibi, belirli antifungal ilaçların belirli amaçlar için sınırlanmasını ve gıda güvenliği ile sağlık arasında bir denge sağlamak için işbirliği içinde düzenlemeler yapılmasını öneriyor. Araştırmacılar, BM’nin bu Eylül’deki toplantısının “antimikrobiyal direnç konusunda organize ve çeşitli bir yaklaşım için bir başlangıç noktası” olması gerektiğinin altını çiziyor. Hiçbir mikrop geride bırakılmamalı.

Bu çalışma, The Lancet‘te yayımlandı.

Exit mobile version