Suriye’de Kutlamalar ve Tarihi Bir Dönüm Noktası
HTŞ’nin Şam’ı ele geçirmesi ve Beşar Esad’ın ülkeyi terk etmesiyle birlikte Suriye’nin dört bir yanında ve komşu ülkelerde büyük kutlamalar başladı. 61 yıl boyunca varlığını sürdüren Baas rejiminin çöküşü, Suriyeliler arasında muhalefetin bayrağı altında coşkuya yol açtı. Esad ailesinin heykelleri, bu kutlamaların bir parçası olarak yıkıldı. Ancak, bu sevinç dolu anların arasında, Hama’daki kutlamalar çok daha büyük bir anlam taşıyordu. Bu şehir, 1962 yılındaki kanlı katliam ve 2011’deki iç savaşın açtığı derin yaralarla anımsanıyor ve bu kutlamalar Hama’ya yeni bir renk kattı.
Baba Esad’ın Katliamı
Suriye’de 1963’te gerçekleşen askeri darbenin ardından Baas Partisi iktidarı ele geçirdi. Hama, Baas politikalarına karşı direnişin önemli merkezlerinden biri haline geldi. Şehrin özgün yapısını oluşturan muhafazakar kimliği ve Müslüman Kardeşler’in etkisi, bu direnişi destekleyen faktörler arasındaydı. Bu gerilim, 1964 yılında meydana gelen ve 100’den fazla kişinin hayatını kaybettiği protestolarla daha da belirgin hale geldi.
1970’lerde Hafız Esad yönetimi altında muhalefet hareketleri yeniden güçlendi. Suriye’nin Lübnan iç savaşına müdahalesi, isyanların şiddetini artırdı. Hama, bu dönemde silahlı çatışmalara, bombalamalara ve suikastlere sahne oldu. Ordu, düzeni sağlamak amacıyla şehre konuşlandırıldı; ancak bu önlemler şiddeti daha da artırdı. 1981 yılında, İslamcı militanların bir askeri kontrol noktasına düzenlediği saldırının ardından şehirde büyük bir operasyon başlatıldı. İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne göre, üç gün süren bu baskılar sırasında 350’den fazla kişi hayatını kaybetti. Bu olaylar, Hama’da daha büyük bir çatışmanın habercisiydi.
1982 yılının Şubat ayında, Suriye hükümeti Hama’daki silahlı muhalefeti tamamen bastırmak için harekete geçti. Eski şehir, tanklar ve bombardımanlarla yerle bir edildi. Çatışmalar sırasında binlerce insan hayatını kaybetti ve kentin büyük bir kısmı yıkıldı. Rifat Esad liderliğindeki birlikler, 27 gün süren bir saldırı gerçekleştirdi. Uluslararası Af Örgütü ve diğer insan hakları kuruluşları, bu operasyonların ardından Hama’nın ağır bir kuşatma altına alındığını bildirdi. Ev aramaları, kitlesel tutuklamalar ve infazlarla Hama’da hayat tamamen değişti. Şiddet, silahlı direniş sona ermesine rağmen devam etti. Ölü sayısına dair farklı tahminler mevcut; İnsan Hakları İzleme Örgütü bu sayının 5 ila 10 bin arasında olduğunu belirtirken, Uluslararası Af Örgütü toplam kaybı 25 bin olarak tahmin ediyor. Suriye İnsan Hakları Ağı ise ölü sayısının 40 bin dolayında olduğunu ifade ediyor. Hama Katliamı, Suriye tarihinin en kanlı olaylarından biri olarak hafızalarda yer edindi.
İç Savaşın Yaraları
2011 yılında Suriye İç Savaşı’nın patlak vermesiyle Hama, Beşar Esad yönetimine karşı yapılan kitlesel protestoların merkezi oldu. Bu gösteriler, güvenlik güçleri tarafından sert bir şekilde bastırıldı ve şehirdeki önemli noktalar güvenlik kordonlarıyla çevrildi. En dikkat çekici olaylardan biri, 3 Haziran’da güvenlik güçlerinin protestoculara ateş açarak 70’ten fazla kişiyi öldürdüğü saldırıydı. Hama, savaşın ilk dönemlerinde muhalif gösterilere katılmasına rağmen, Halep gibi yoğun silahlı çatışmaların yaşandığı bir yer olmadı.
Dünya Bankası’nın 2017 yılında yaptığı tahminlere göre, Hama’nın meskun altyapısının yalnızca yüzde 6’sı zarar gördü. Bu oran, diğer Suriye şehirlerine kıyasla oldukça düşük bir seviyededir. Ancak, bu durum Hama halkının yaşadığı travmanın ve kayıpların önüne geçememiştir. Hama, geçmişindeki acı olaylarla dolu olmasına rağmen, umut dolu bir geleceğin habercisi olarak yeniden doğuşunu kutlamaktadır.