Yeşil Dönüşüm & Dijital Dönüşüm

Environmental,Technology,Concept.,Sustainable,Development,Goals.,Sdgs.

İklim Krizi

Petrol, kömür gibi fosil yakıtların kullanımı, Sanayi Devrimi ile hız kazanmış olup İkinci Dünya Savaşı sonrasında daha da ivmelenmiştir. Bu durum, iklim değişikliğini tetikleyen çevresel sorunların oluşmasında başlıca rol oynamıştır.

Turizm, tarım ve enerji gibi sektörler, iklim değişikliği nedeniyle pek çok yönden zarar görmektedir. İklim değişikliği, bu sektörlerin yarattığı istihdam olanaklarında azalmaya yol açmaktadır. Bunun yanında, iklim değişikliği yüzünden pek çok ülkede işsizlik, göç gibi problemler doğmaktadır. İklim değişikliğinin ekonomik faaliyetler üzerinde yarattığı tehditlerin minimize edilmesi önem taşımaktadır.

Karbondioksit miktarı, yağış ve sıcaklık gibi etmenlerde görülen değişimler, tarım sektörü üzerinde olumsuz etki yaratmaktadır. Deniz seviyesinde yükselme, kuraklık gibi iklim değişikliğinden kaynaklanan çevre sorunları verimliliği azaltmakta ve ekonomik kayıplara neden olmaktadır. Bu etkiler de gıda fiyatlarında yükselişi tetiklemektedir.

Turizm sektörü, birçok ülkeye ekonomik anlamda büyük katkı sağlamaktadır. Ayrıca, bu sektörden elde edilen gelirler, gelişmekte olan ülkeler için hayati öneme sahiptir. Turizm sektöründe meydana gelecek kayıplar, özellikle bu ülkeleri çaresizliğe sürüklemektedir.

İklim değişikliğinin enerji kaynakları üzerinde bıraktığı etki, enerjiye olan arz ve talepte değişimlere sebebiyet vermektedir. Bunun sonucunda, enerji fiyatlarında artış meydana gelmektedir.

Neden Yeşil Dönüşüm?

Dünyanın içinde bulunduğu durum itibarıyla yeşil dönüşüm kaçınılmaz hale gelmiştir. İklim değişikliğinin önüne geçilmesi için fosil yakıtların yerine yenilenebilir enerjinin teşvik edilmesi, ormanların muhafaza edilmesi ve genişletilmesi gibi bir dizi adım atılmalıdır. Tüketicilerin çevre dostu ürünleri kullanmaya, üreticilerin ise yenilikçi tarım uygulamalarını hayata geçirmeye teşvik edilmesi gerekmektedir. Özellikle, küresel ısınmanın bir numaralı nedeni olan sera gazı salınımının düzenlemeler yoluyla kontrol altına alınması önem taşımaktadır.

Endüstri 4.0

Üretimde; buhar gücünün kullanılması ile Birinci Sanayi Devrimi, elektriğin kullanılması ile İkinci Sanayi Devrimi, bilgisayarların kullanılması ile Üçüncü Sanayi Devrimi gerçekleşmiştir. Teknolojik ilerlemeler ile dijitalleşmenin hız kazanması sonucu içinde bulunduğumuz, “Endüstri 4.0” olarak adlandırılan süreçte, üretimde yapay zekânın etkisi günden güne artmakta ve üç boyutlu yazıcılar, “Büyük Veri”, “Nesnelerin İnterneti” gibi kavramlar karşımıza çıkmaktadır.

Birinci Sanayi Devrimi, James Watt’ın buhar makinesini icat etmesiyle gerçekleşmiştir. Üretimde verimlilik gözle görülür şekilde artmıştır. Tarım ve kömür madenciliği gibi alanlarda hızlı bir gelişim meydana gelmiştir. İkinci Sanayi Devrimi; elektrifikasyonun geliştirilmesi, Henry Ford tarafından ilk montaj hattının oluşturulması ve seri üretimin yaygınlaşması bakımından önem arz etmektedir. Üçüncü Sanayi Devrimi; üretimde bilgisayarların aktif şekilde kullanılması, telekomünikasyon, yazılım, internet kavramlarının etki alanının genişlemesi, insan gücü ihtiyacının giderek azalması ile dikkat çekmektedir. Dördüncü Sanayi Devrimi (Endüstri 4.0); artırılmış gerçeklik, bulut sistemleri, akıllı sensörler, dronelar gibi teknolojilerin hayatımıza girmesiyle hızlı bir teknolojik ilerlemeyi tetiklemiştir. Eğitim alanında farklı metotlar geliştirilmiştir. Ayrıca, Endüstri 4.0’ın lojistik sektörü üzerinde birtakım yansımaları olmuştur. Nitekim, bu süreç tedarik zincirlerinde büyük değişim yaratmıştır. Rekabetin içinde olmak isteyen firmalar, Ar-Ge yatırımlarını artırmıştır. İlerleyen zamanda, bu endüstriyel değişim sürecine ayak uyduramayan işletmelerin büyük bölümünün faaliyetlerini sürdüremeyeceği öngörülmektedir.

Neden Dijital Dönüşüm?

Batı ülkelerinin öncülük yaptığı dijital dönüşüm sürecinde, Çin’in çok büyük atılımları olmuştur. Geçmiş dönemlerde çeşitli sorunlarla boğuşan Çin, attığı adımlarla dünyanın en büyük ekonomilerinden biri haline gelmiştir. Türkiye, ilerleyen yıllarda küresel rekabetin içinde yer alabilmek adına teknolojik ilerlemeleri yakından takip etmeli ve bir an önce dijitalleşme sürecine adapte olmalıdır. Ülkemizde, sanayi sektöründe dünyanın en büyük ekonomileri ile rekabet edebilecek potansiyel mevcuttur, ancak bunun için Ar-Ge çalışmalarının hız kazanması, dijital stratejilerin oluşturulup yeni iş modellerinin uygulamaya konması ve nitelikli insan kaynağının bir şekilde sağlanması gereklidir.

Son Söz: İklim krizi yeşil dönüşümü, küresel rekabet dijital dönüşümü zorunlu kılmaktadır.

Exit mobile version