Dilin sınırları

ludwig-wittgenstein

Dil, belirli bir kültüre ait inanç ve davranış çevresinde ortaya çıkan yapıp etmelerin tümünü kapsar. Dilin yapısı zihinsel bir sembolü ifade eder. Dil felsefesi; anlamın dile nasıl iletildiğini, dil ve gerçeklik arasındaki ilişkiyi, iletişime etkisini, kavramların belirleyici boyutlarını sorgulayan bir disiplin olarak karşımıza çıkar ve insanın düşünce ve deneysel alandaki ilerlemesiyle daha da belirleyici bir hal alır.

Tam adı Ludwig Josef Johann Wittgenstein olan, mühendis diplomasıyla çalışırken mantıksal ve felsefi denemeler yazarak dil alanında analitik devrim yaratmayı başaran Avusturya asıllı filozof Wittgenstein’in dil felsefesi çalışmaları Tractatus ve Soruşturmalar başlıklarıyla iki döneme ayrılır. Her iki dönemde de dilin felsefi sorunlarını mantık düzleminde ele aldığını söylemek yanlış olmaz.

Wittgenstein’ın felsefe alanında “töz” fikrinin yerini “cümle” alır. Dünyanın sınırlarını çizen temel şey olgudur. Olgu, neyin olduğu gibi olduğunun ya da neyin olduğu gibi olmadığının temel belirleyicisidir. Dil ile dünya arasındaki bağıntı dilin dünya sınırları içinde yer almasından kaynaklanır. Cümleler, dile getirilen nesne-düşünce uygunluğunu temsil eder.

Wittgenstein, Tractatus çalışmasında dili, resmetmeyle ilişkilendirir. Olguların toplamı bir resmi meydana getirir. Bu bağlamda bir önermenin doğru ya da yanlış olmasına bakılmaksızın anlamlı olup olmadığıyla ilgilenir. Sadece anlamlı kavramlar bütünü bir olguyu dolayısıyla bir resmi oluşturabilir. Soruşturmalar çalışmasında ise sosyal etkinlik ön plandadır. Dil, yaşam biçiminin bir parçasıdır ve kültürle bağıntılı dil oyunları vardır. Dilin edimselliği insanın kendisini bir sosyal alana yerleştirmesini sağlar. Dil, bir insan etkinliğidir.

Wittgenstein, dilin organizma olarak yaşayan yüzüne mercek tutar. Fiziksel ve simgesel evrenleri birbirine bağlar. Dünya, kültür, olgu, resim ve düşüncenin birbirlerini imlediğini vurgular. Çünkü ancak söylenebilen şeyler geliştirmeye açıktık, düşüncesini savunur.

Dil, insan doğasına ilişkin tüm çalışmaların bir parçasıdır. Kelimeleri/cümleleri yanlış kullanmaktan ve anlamlandırılmayan biçimde anlamaya çalışmaktan kaçınabiliriz. Dili kendi içinde mekanizması olan bağlamlarıyla görmeye başlayınca bir cümlenin, özünde ne söylediğini anlamak daha kolay olacaktır.

Exit mobile version