Kaspersky’den paylaşılan anket sonuçlarına göre, Türkiye’den ankete katılanların yüzde 47’si salgın sonrasında çevrimiçi öğrenme tekniğinin devam etmesini istemiyor. Yüzde 27’si hibrit bir öğrenme biçimini (bazı günler okulda ve bazı günler çevrimiçi) tercih ederken, aynı oranda katılımcı sadece çevrimiçi öğrenmeyi tercih ediyor. Öğretmenlerin de yine yüzde 27’si çevrim içi ders verirken daha rahat olduklarını kabul ediyor.
Katılımcıların tamamı, uzaktan eğitimin daha uygun bir öğrenme biçimi olduğu konusunda hemfikir değil. Anket sonuçlarına göre, Türkiye’deki yetişkinlerin yalnızca yüzde 10’u ister çevrimiçi öğrenme ister yüz yüze eğitim süreci olsun, eğitim materyallerinin benzer şekilde ilerlediğinden emin olduğunu söylüyor. Geri kalanı hâlâ çevrimiçi öğrenme sürecinin genel olarak daha az etkili olduğunu, en azından bazı dersler açısından daha kötü olduğunu düşünüyor.
Türkiye’deki okulların çoğu çevrim içi öğrenmenin benimsenmesini sağlamış görünüyor. Katılımcıların dörtte üçünden fazlası (yüzde 83) programın tamamen uygulandığını belirtirken, yalnızca yüzde 17si “kısmen” seçeneğini işaretledi. Eğitim sürecinde tanıtılan yeni unsurlar arasında en popüler olanları video sunumları (yüzde 90) ve dijital testler (yüzde 76) oldu. Ayrıca yüzde 60’ı sohbet altyapılarını kullanırken, etkileşimli oyunlar diğer araçlardan daha az kullanıldı (yüzde 43).
“Öğretmenlerin rolü daha da belirleyici hale geldi”
Kaspersky Çevrimiçi Çocuk Güvenliği Departmanı Başkanı Andrey Sideenko, “Pandemi sırasında uzaktan öğrenme süreci ilgili herkes açısından stresli geçti. Bu süreçte yetişkinler de yeni formata uyum sağlamaya çalıştıklarından her zaman çocuklarının hayatlarını basitleştirmeye yardımcı olacak doğru kararları veremediler. Çeşitli dijital araçları kullanarak uzaktan öğrenme ve yeni öğretim tekniklerinde ustalaşmak zorunda kaldılar. Bu zorlu zamanlarda öğretmenlerin rolü daha da belirleyici hale geldi” ifadelerini kullandı.