Ülke dışından gelenlerin dikkatini çeken bazı Fransız alışkanlıklarından bahsedelim bu yazıda ve selamlaşma ile başlayalım…
Fransızlar tanıdıkları ile mutlaka öperek selamlaşır, öyle uzaktan “merhaba” diyerek değil! Karşılaştığı kişilerle tokalaşıp öpüşürler… Karşılaşılan bir grup insandan birini tanınması yeterli, diğerleri de alır öpücükten nasibini… Ayrıca selamlaşma için insanların birbirini tanıma şartı da aranmaz. Herkese güler yüzle ‘’İyi günler/Bonjour, İyi akşamlar/Bonsoir, Au revoir/Hoşça kal” denilir. Adeta oturmuş bir görgü kuralıdır. Örneğin bir mağazaya girdiklerinde, bir parkta, apartmanların girişlerinde, sokakta tanımadıkları bir kişiyle karşılaşıp göz göze geldiklerinde bu şekilde selamlaşırlar.
Fransızlar selamlaşmada kibar ve naif olmalarının yanında, keyiflerine düşkün olmaları ile de bilinirler. Yemek masalarında harcanan zaman oldukça önemlidir… Yemek yemek öyle hızlıca açlık ihtiyacını gidermek için yapılan değil, keyif alınarak yapılması gereken, güzel zaman geçirilerek yapılan bir şeydir. Başlangıçtan tatlıya kadar keyifle ve itinayla keyfi çıkarılmalıdır… Ayrıca restorana gitmek en zevk aldıkları aktivitelerden biridir.
Fransızlar için tüketilmesi en çok keyif veren yiyecek içeceğin başında hiç şüphesiz kahve, kruasan, makaron, şarap, peynir ve “baguette”ekmeği gelir. Bazı bölgeler sadece şarabı veya peyniri ile meşhurdur özellikle doğduğum bölge “Franche-Comté’’ ile aynı adla anılan “Comté” peyniri çok meşhurdur. Enfestir… Peynir sabah kahvaltıda değil de yemek sonrasında veya şarap eşliğinde tükettikleri bir gıdadır.
Fransızlar keyifçi olmaları yanında, çok da tutumlulardır, yarınını düşünerek yaşarlar. Fransızca dışında bir dil konuşmayı sevmezler, tercih etmezler öyle ki bir turist İngilizce konuştuğunda bile genellikle Fransızca cevap verirler.